Güncel

Yeni Kadın tutsağı Banu “Ümitsiz ve umutsuz değilim”

15 Nisan 2015’te TC işbirliğinde Almanya merkezli olarak Avrupa’nın dört ülkesinde (Almanya, Fransa, İsviçre ve Yunanistan) Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu’na (ATİK) yönelik gerçekleşen ve Avrupa’nın 1980’li yıllardan bu yana en geniş siyasi davası olarak bilinen davada yargılanan Yeni Kadın üyesi Dr. Banu Büyükavcı savunmasını gerçekleştirdi. 25 Temmuz günü görülen duruşmada Büyükavcı, kadın mücadelesinin gerekliliğini vurgu yaparak, davanın egemenlerin var olan mücadeleye karşı geliştirilen refleksi olduğunu dile getirdi.

Savunmasında tutsaklık sürecindeki işkenceyi anlatan Büyükavcı, hapishanede kendisine yönelik tecrit ve tretman uygulamalarının insanlık suçu olduğunu söyledi. 23 saat hücrede tek başına ve bir saat diğerlerinden ayrı olarak havalandırma geçirdiğini vurgulayan Büyükavcı, bu süreçte bazı mahkumlar tarafından şiddet içerikli tacizlere maruz kaldığını da anlattı. Koridorlarda tesadüf eseri başka mahkumlarla karşılaşma durumunda o mahkumların sırtlarını dönmek zorunda bırakıldıklarını belirten Büyükavcı, insanların sosyal varlıklar olduklarını, bu türden işkencelerin insan sağlığı üzerinde önemli etkileri olduğunu belirtti.

 

“Sorun sadece ‘ayrımcılık’ meselesi değil”

32 sayfalık savunmasında beş bin yıllık süreçte erkek egemenliğine karşı kadın mücadelesinden söz eden Büyükavcı, iddianamede geçen “kadınların ayrımcılığa uğradıkları” anlayışını reddettiklerini, erkek egemen sistemin uygulamalarının sadece ayrımcılık meselesi olmadığını, meselenin emperyalist kapitalist sistem tarafından da üretilen bir sorun olduğunun bilinçli olarak göz ardı edildiğini dile getirdi. Tüm dünyada mücadele eden kadınların mücadelelerinden ve kırıma uğrayan kadınlardan örnekler veren Büyükavcı, Batı Avrupa’da mülteci kadınların sorunlarını dile getirerek, en fazla etkilenen ve dolayısıyla en fazla ezilen kesimi oluşturduğunu belirtti.

 

“Ümitsiz değilim”

Erkek egemenliğinden kaynaklı insanlığın ve özellikle kadınların yaşamak zorunda bırakıldıkları hayatın ümitsizlik yayabileceğini belirten Büyükavcı, “Ancak ben ümitsiz ve umutsuz değilim. Tarihin adaletsizlikleri affetmediğini biliyorum. İnsanlık geçmişin despotlarını ve dikta rejimlerini alt ettiği gibi, bugün de öyle yapacaktır” dedi.

 

Avukatlar “Müvekkillerimizle görüşemiyoruz”

Türkiye’de 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminin ardından davanın düşürülmesine ilişkin dilekçe verdiklerini hatırlatan Büyükavcı’ya, mahkeme başkanı, düşürülme dilekçesi bağlamında savunmaya tekrar söz hakkı ve kararını vereceklerini belirtti.

Savunma avukatlarının verdikleri bir diğer dilekçe ise tercümanın değiştirilmesine yönelik oldu. Mahkeme tarafından görevlendirilen tercümanın tercümeyi gerektiği gibi yapmadığı, yanlış anlamalara sebebiyet verdiği, davalıların genel olarak mahkeme salonunda yapılan konuşmaları anlayamadıklarını örnekleriyle ortaya koydular. Mahkeme bu konudaki kararını bir sonraki duruşmada vereceğini belirtti.

Büyükavcı’nın avukatı müvekkili ile görüşmede zorluk yaşadığını belirterek bu durumu eleştirince mahkeme senatosu konuyla ilgileneceğini belirterek duruşmaya son verdi. Duruşma 29 Temmuz’da davada yargılanan diğer tutsaklar Seyit Ali Uğur ve Musa Demir’in savunması ile devam edecek.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu