Deneyim

“Senin yolunda özgürleşmeye varız”

Heval Gurbetelli’nin “Yüreğimi Dağlara Nakşettim” güncesinin kapağında esmer bir kadın gerilla sırtını kayalıklara dayamış kocaman gülümsüyor. Gözlerinin kenarındaki çizgiler hüzün, gülüşünü gölgelemeye yetmiyor.

Ağız dolusu gülüşüyle bize yaşam öyküsünü anlatacak kitabı ile can alıcı sorular yöneltiyor okura;

“Bir kadının özlemleri nelerdir? Ne yapmak ister?”

“Nasıl yaşar? Nasıl özgürleşir?”

Gurbetelli Heval11 Temmuz 1965’te Palu Akbulut (Ziver) köyü doğumlu ve Bingöl nüfusuna kayıtlı. İlkokulu Ziver köyünde bitiriyor. Ailesi Adana’ya göç edince ortaokulu okuyor. Adana’da okuduğu süreçte genelde dersleri iyi ya da iyinin üzerinde olduğunu belirten heval, Çukurova Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek lisansını bitirmek üzerindeyken okulu terk ederek araştırma sahasına inerek en zorlu alanda, gerilla yaşamında kendini ve yoldaşlarını inceliyor.

Gurbetelli Ersöz 1983-84’te üniversite birinci sınıfta yurtsever gençlerle tanışıp hiçbir ilişkisi yokken gençliğin örgütlenmesinde yer alıyor. 90’lı yıllarda aktif olarak mücadeleye katılıyor. 1990’da Mersin’de tutsak düşüyor. O sürecini;

Benden önce (…)’nın yakalanması, yer göstermesi ve ev sahibinin beni polisi teslim etmesi üzerine yakalandım. 15 gün sorguda kaldım. Çok ağır işkenceler gördüm. Maddi değer vb. düşmanın eline geçmedi, ilişkim yakalanmadı. Ama bir PKK militanın tarihi direnişçiliğini sergileyemedim” diye anlatıyor.

İki yıl tutsaklık yaşamından sonra Özgür Gündem gazetesinde sorumlu düzeyde görevlendiriliyor. 93’te Gündem gazetesi baskınında Sağmalcılar Hapishanesi’nde altı ay kalıyor. Çıkar çıkmaz Özgür Ülke gazetesinin sorumlusu oluyor. Heval Gurbetelli gazete sürecini; “Örgütsel alanda; üniversitede sorumlu birimde akademide de redaksiyon ve yönetimde, faaliyetlerde Çukurova’da eyalet düzeyinde cezaevinde siyasi birim sorumlusu olarak ve gazetede birinci sorumlu olarak görevlendirildim.

Mücadelesine atıldığı andan itibaren kendisini partisine, yoldaşlarına olduğu gibi sunan, hatalı yönlerini ayrıntılandırıp ideolojik çözümlerde bulunması Gurbetelli Ersöz’ün gerilla yaşamında hızla ilerlemesini sağlıyor.

Heval Gurbetelli’yi sarsan, erkek kardeşi Dr. Orhan Ersöz’ün 30 Ağustos 1994’te Lice’de pusuda şehit düşmesi ve naaşının düşman tarafından yakılması oluyor. Orhan (Komutan Agır)’ın hunharca yapılan bu saldırı onun içinde içten içe yanan ateş olup yüreğini sıcak tutuyor.

Günce 27 Temmuz 1995 tarihiyle kampa yolculuğuyla başlıyor. Yürüyüş onu yoruyor, zorluyor; “Vücutlarımız ham ve gevşek. Öyle sanıyorum ki daha doğrusu arkadaşlar da öyle söylüyor – en zoru- 1-2 aymış. Acaba ben ne zaman öyle olacağım. Bir az da olsa geri kaldığımda zoruma gidiyor. Müthiş öfkeleniyorum ama başaracağım. İnancım ve inadım var. Büyük oynayacağım. Küçük şeyleri kafama takıp kendimi geri tutmayacağım.

Bedensel zorlukları yaşasa da şehit kardeşi, yoldaşı Agır’ın mirası onun ağrılarına, sızılarına ilaç oluyor. Ve güncesinde Agır’a seslenişleri, kendini anlatışları hiç bitmiyor: “Dediğim gibi can yoldaş Agır, Revşen ve diğerleri ile oturup sohbet edeceğim, kucaklaşacağım. Hadi yürü, yürü su gibi akan ter mi boş ver, yorulan bacaklar mı yürü, kesilen nefes mi derin derin nefes al, sigarayı bırak yürü yürü, yetiş yetiş kucakla hasretle, özlemle kucakla onları, geçmişi değerlendir, şu anı konuş, geleceğin planını kur, mutluluğun, özgürlüğün resmini çiz, olmadı yeniden çiz…

Böylesine inançla, sevdalısına bağlanır gibi kavgasına bağlanır. Kız kardeşi Rewşen de gerillada olduğundan bazen ona bazen Agır’a şiirler yazar.

O yıllardaki KDP’nin gerçekliğini, köylülerin yaklaşımını, düşmanın saldırısını güncesine taşımayı da ihmal etmez.

Kendini değiştirme iddiasını; “Erkekle savaşmak kadar kadını kendimde başlatarak güzelleşeceğim!” şiarıyla somutlayan Heval Gurbetelli, gerilla yaşamında hem askeri hem de siyasi düzeyde sorumluluklar alır.

1997’de KDP peşmergelerinin koordine ettiği, Türk askerlerinin kullandığı Alman yapımı leopart tank saldırısında şehit düşer.

Eril ve egemen zihniyetin kadına dayattığı “imkanları” elinin tersiyle iten Heval Gurbetelli güncesini biz kadın devrimcilere siyasette, savaşta bir çağrı olan şu düzeleriyle sesleniyor;

yenisini aşmaya var mısın

Ay ışığında

Sayfalarca yazmaya var mısın

Gezmeye var mısın

Türkü söylemeye

Varım

Varım

Senin yolunda özgürleşmeye varım.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu