Güncel

Haberimiz olsun kadınlar!

Haberimiz olsun kadınlar!

Mis gibi Aileyi ve Dinamik Nüfusu Koruma Programı geliyor!

Eee ne diyelim, geleceği varsa elbet göreceği de olacaktır. Çiçeği burnunda -dedik ama bilemiyoruz belki kurumuştur çiçeği- Başbakan Ahmet Davutoğlu açıkladı, “ailenin ve dinamik nüfusun korunması” amacıyla bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklikler yapılmasına dair kanun tasarısı meclise sevk edildi. Tasarı biz kadınlara acaba yine ne “mucizeler” getiriyor, amacı ne?

Tabii ki de amaç çok bildik, kadınların yaşamını annelik ile sınırlamak ve kariyer yapmak isteyen kadına “en iyi kariyer anneliktir” demek. Sermayenin şimdilerde esas yönelimi olan esnek, güvencesiz çalışmanın annelik rolü ile kadın emekçilerden başlayan sömürü, sınıfın geneline yayılacak.

 

Peki, AKP’nin Tasarısı Nedir, Ne Değildir?

“Doğum sonrası kadınlara süt izni yok, analık izni var ilk çocuk için 2 ay, ikinci çocuk için 4 ay, üç ve üzeri çocuk için 6 ay olmak üzere yarı zamanlı çalışabilir. 657’ye tabi olan kadınlar yarı zamanlı çalıştıkları süre içinde her türlü sosyal ekonomik ödemenin yarısını alır. 4857’ye bağlı çalışanlar ise yarı zamanlı çalışma hakkını üç yılda 600 gün sigortalı çalışmışsa kullanabilir ve ücreti ne olursa olsun asgari ücretin yüzde 80’ini alır, bu ödeme ise işsizlik fonundan karşılanacak” denilmekte.

Biz bundan ne anlamalıyız:

Doğum izni gerekçe gösterilerek tam ve güvenceli çalışma yerine yarı zamanlı, esnek çalışmayı yaygınlaştırma hedefleniyor. Yarı zamanlı çalışma, düşük sigorta primi ve düşük ücret demek oluyor. İşçilerin kendi ücretlerinden kesilerek elde edilen fondan ödemek ve bir lütufmuş gibi sunmak ikiyüzlülüktür.

657’ye tabi olan memurlara yani çocuk doğurmak ve toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle kadın işi olarak görülen çocuk bakımı dolayısıyla, doğumdan sonra başvuru yapma koşuluyla, çocuk ilköğretim çağına gelene kadar 6 yıl boyunca kısmi zamanlı çalışma önerilmektedir. Anne ya da baba herhangi birisi başvurabilir deniliyor. Ancak düşünmeye bile gerek yok, kaç baba kadına sen çalış ben çocuğa bakarım der diye. Kamuda çalışma“güvenceli” çalışma anlamına gelirken analık hakkı bahane edilerek esnek çalışmayı yaygınlaştırma amaçlanmaktadır. Bu da kadınlar için tam ve güvenceli istihdamın ortadan kalkması anlamı taşır. Kademe ilerlemede ve emeklilik haklarında kayıp yaşayacak demektir.

Doğum yapan kadına çocuk sayısına göre verilmesi önerilen “doğum yardımı” sağlıktan, eğitime her türlü hizmetin paralı hale geldiği günümüzde bu cüzi yardımlar reklamdan ibarettir. Çünkü akılda kalan sadece o oluyor. Aileyi koruma tasarısı deyince burjuva medyadan da her fırsatta müjde diye sunulan 200-300-600 liralar halkımızın zihninde kalıyor. E ne diyelim tek bir çocuğun bir aylık bez parası dahi yüzlerce liradan başlarken ne lahana turşusundan bahsediyorlar!

Bahsini ettiğimiz program ve yasa tasarısında yer almayan ancak bakanlık düzeyinde imzalanacak protokollerle hayata geçecek biçimde aile danışmanları ve evlilik öncesi aile eğitimleri verilmesi uygulamaları var. Birçoğumuz duymuşuzdur, boşanmak için mahkemeye başvuran kadınlara danışman ve psikolog aracılığıyla boşanmaması telkin ediliyor.

Boşanma oranlarının arttığı herkesin farkında olduğu bir durum. Bundan dolayı toplumsal baskıyı artırıp kadınları şiddet cenderesi içerisinde yaşamaya mahkum etmek istiyorlar. Ancak başarılı olamayacaksınız kadınlar yaşamlarına dair söz, yetki ve kararın kendilerine ait olduğunu dost düşman herkese gösterecekler.

Vardık, varız, var olacağız.

 

Antakya’dan bir YDK’lı

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu