Güncel

2. oturumda hukuk mücadelesinin önemi konuşuldu

İstanbul: Yeni Demokrat Kadın tarafından örgütlenen Cinsel Şiddete Karşı Kadın Konferansı’nın ikinci oturumu tamamlandı. Böylece konferansın ilk günü geride bırakılmış oldu.

Sosyalist Kadın Meclisi, Almanya Yeni Kadın’ın da katılarak destek verdiği konferansın, Gülhanım Aslan moderatörlüğünde yapılan ikinci oturumunda YDK adına AV. Kübra Gündüz, ve Av. Aylin Kırıkçu konuşmacı olarak yer aldı.

“Devlet erkeği değil, hala kadını yargılıyor”

İlk olarak söz alan Av. Kübra Gündüz, cinsel şiddetin hukuk ve yargı alanındaki yansımalarından bahsetti. Gözaltında, hapishanede yaşanan cinsel saldırılarla sözlerine başlayan Gündüz, bu saldırılar ile devletin hesaplaşmadığını, hesaplaşmak istemediğini belirtti. Taciz/tecavüz gerçekleşmeden önce ve sonra yargıya yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığını aktaran Gündüz, daha süreçlerinde devletin kanıt aradığını ve “rıza” olup olmadığı üzerine kadını “sorguya çekerek” erkeğe indirim yaptığını sözlerine ekledi.

Şimdiye kadar basına yansımış dava örneklerini sıralayan Gündüz, yargının esas olarak kadını yargıladığını ve erkek lehine bir süreç işletildiğini belirtti. Aslında yasal düzenlemelerde bu mağduriyetlerin bir kısmını giderecek derecede maddeler bulunduğunu hatırlatan Gündüz, bu nedenle tüm zorluklarına rağmen hukuk alanının zorlanması gerektiğini ifade etti.

 

“Yargı, saldırıları meşrulaştırıyor”

Devletin, yargı eliyle, tacizci ve tecavüzcüyü “hasta, sapık” ilan ederek meşrulaştırma yoluna gittiğini ve “erkek dayanışması”nın tipik örneğini sergilediğini aktarırken; hukuk alanında alınan kazanımların birçok kadına nefes aldırabileceğine dikkat çekti Gündüz. Sözlerinin sonlarına doğru hukuk alanında kadınları mücadeleye çağıran Av. Kübra Gündüz, eşzamanlı olarak sokakların kadınlar tarafından doldurulmasının süreci hızlandırıcı etki yarattığını dile getirerek, her alanda mücadele etmenin ayrı ayrı değerli olduğunu söyledi.

Kübra Gündüz’ün ardından, Av. Aylin Kırıkçu söz aldı. Bu oturumda “LGBTİ bireyler ve cinsel şiddet” konusunu ele alan konuşmasını yapmak üzere konuşması planlanan Beyrut Afşar’ın katılamaması nedeniyle söz alan Kurukçu; yargının cinsel şiddet yargılamalarında kısas olarak belirlediği “ani hareket”in yine kadınları mağdur ettiğini söyledi. Erkeğin bir davranışının cinsel şiddet olup olmadığını değerlendirirken “ani hareket” belirlemesinin oldukça anlamsız olduğunu belirten Kırıkçu, aynı zamanda “rıza” aramanın da esasta kadın düşmanı bir politika olduğunu belirtti.

 

“İdamı, hadımı değil; erkekliği tartışmak gerekir”

Devletin, saldırganlara sürekli iyi hal indirimi verdiğini hatırlatan Kırıkçu, “Eteğimiz, davranışımı, kıyafetimiz ‘iyi hal’ gerekçesi sayılabilirken; kadınların ve politik tutsaklar bu iyi hal indiriminden hiç faydalanamıyor” ifadelerini kullandı. Dolayısıyla devletin esas olarak taciz/tecavüz davalarında “iyi hal indirimi”ni iradi olarak kullandığını ve tercih ettiğini belirten Kırıkçu; Özgecan Aslan’ın katledilmesinin ardından gündeme gelen “idam” ve “hadım” tartışmalarının çok tehlikeli olduğunu vurguladı. Zaten sürekli indirim yapan bir yargıya idam önerisini sunmanın anlamlı olmadığını ve saldırının hormonlardan kaynaklı gerçeklememesi nedeniyle tecavüz ve tacizi “hadım” uygulamasının engellemeyeceğini aktaran Kırıkçu, Özgecan gibi öldürülen birçok kadının olduğunu hatırlattı. Öldürülen kadınların arasında seks işçilerinin olduğuna da değinen Kırıkçu, o kadınların toplum tarafından sahiplenilmemiş olmasının, yine kadının ne kadar “namuslu” olduğu yargılamasının bir sonucu olduğunu vurguladı.

 

“Konuşabilmemiz çok güzel, daha da yükseltmeliyiz”

Yapılan sunumların ardından forum kısmına geçildi. Forum kısmında kadınlar; devletin uyguladığı cinsel saldırılarla yeterince hesaplaşılamaması, devletin de bu saldırganları cezalandırmadığını söyledi. Cezalandırılmayan saldırgan polislerin, askerlerin bugün otobüste, yanı başımızda olduğu vurgulanırken; kadınların bu konferans gibi mecralarda konuşabilmesinin mutluluk verici olduğu belirtildi.

Forumda, devletin ve erkeğin şiddetinin aynı zeminden beslendiği belirtilerek; 13 yaşındaki N. Ç’nin cezalandırılmış olmasıyla “aile” ve “devlet”in bekasının korunmasının amaçlandığı ifade edildi. Saldırının; her sınıftan, her yaştan ve her tabakadan kadını hedeflediğinin de vurgulandığı forumda, çoğu zaman devlet ile hesaplaşmanın en yakınımızdaki saldırganlarla hesaplaşmaktan daha kolay olduğu dile getirildi.

Daha fazla kadın dayanışması örebilmenin gerekliliğine dikkat çekilen forumun ardından ikinci oturum, grup Naira’nın egileriyle sonlandırıldı. Konferans, yarın “KAdın Beyanı esastır, aksini ispat yükümlülüğü erkeğe aittir” konu tartışmaları ve forumla devam edecek.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu